

Moskova
Rusya'nın Kalbi ve Tarihi Zenginlikleriyle Büyüleyici Bir Başkent
Dünyanın en büyük ve en etkileyici şehirlerinden biri olan Moskova, Rusya'nın kalbi olmasının yanı sıra tarihi, kültürel ve mimari mirasıyla da büyük bir cazibe merkezidir. Batı ile Doğu'nun buluştuğu bu benzersiz metropol, geçmişin derinliklerinden günümüz modern hayatına kadar uzanan bir yelpazede ziyaretçilerine eşsiz deneyimler sunar.
Moskova'nın Tarihi: Yüzyıllara Dayanan Miras
Moskova, 12. yüzyılda küçük bir ticaret merkezi olarak kurulmuş olsa da, zaman içinde Rusya'nın en güçlü ve en etkileyici şehirlerinden biri haline gelmiştir. Şehir, ismini, etrafında bulunan Moskova Nehri’nden alır ve tarihi boyunca çeşitli devletlerin merkezi olmuştur. 15. yüzyılda Ivan III’ün hükümetin başkentini Moskova'ya taşımakla birlikte, şehir adeta Rus İmparatorluğu’nun beşiği haline gelmiştir.
Moskova, Sovyetler Birliği döneminde de önemli bir yer tutmuş ve modern Rusya'nın temelleri bu şehirde atılmıştır. Sovyetler sonrası dönemde ise Moskova, yeni bir yüzle karşımıza çıkmış ve dünyanın en hızlı gelişen şehirlerinden biri olmuştur. Şehir, tarihi mirası ve modern yapılarıyla günümüzde hem geleneksel hem de çağdaş bir havayı barındırır.

St. Petersburg
Rusya'nın Zarif Mirası ve Kültür Başkenti
Rusya’nın en zarif ve kültürel açıdan zengin şehirlerinden biri olan St. Petersburg, ülkenin batısında, Baltık Denizi kıyısında yer alır. "Kuzey'in Venedik’i" olarak anılan bu büyüleyici şehir, tarihi yapıları, kanalları ve sanat galerileriyle dünya çapında ün kazanmıştır. St. Petersburg, sadece bir şehir değil, Rus kültürünün ve sanatının kalbidir. Her adımda tarih ve sanatla iç içe olacağınız bu şehir, her yıl milyonlarca turisti cezbetmektedir.
St. Petersburg'un Tarihi: İmparatorluk Zenginliği ve Modern Dönem
St. Petersburg, 1703 yılında Rus Çarı Büyük Petro tarafından kuruldu ve kısa süre içinde Rus İmparatorluğu'nun yeni başkenti oldu. Çar Petro'nun batılılaşma çabaları doğrultusunda, şehir, Avrupa tarzı mimarisiyle inşa edildi ve kısa sürede Rusya’nın kültürel ve ekonomik merkezi haline geldi. Bu dönemde, şehir bir imparatorluk simgesi olarak altın çağını yaşadı.
St. Petersburg, 1917’deki Ekim Devrimi'ne kadar Rus İmparatorluğu'nun başkenti olmaya devam etti. Sovyetler Birliği'nin kuruluşunun ardından şehir, Leningrad olarak adlandırıldı, ancak 1991’de eski ismi olan St. Petersburg'a geri döndü. Bugün, şehri ziyaret edenler, tarih boyunca farklı dönemlerin izlerini taşıyan bir şehirle karşılaşır. Barok ve Rokoko tarzı binalar, Rus Ortodoks kiliseleri, zarif saraylar ve hepsi birer sanat harikası olan müzeler bu tarihi mirası yansıtır.

Yekaterinburg
Rusya'nın Tarihi, Kültürel ve Sanatsal Cazibe Merkezi
Rusya'nın Ural bölgesinde yer alan Yekaterinburg, sadece Rusya'nın en büyük dördüncü şehri olmakla kalmaz, aynı zamanda ülkenin tarihi ve kültürel olarak en önemli merkezlerinden biridir. Batı ile Doğu'nun birleşim noktasında bulunan bu şehir, sanayisi, tarihi ve modern yaşam tarzıyla dikkat çeker. Yekaterinburg, hem Sovyetler Birliği’nin izlerini taşıyan bir şehir olarak, hem de çağdaş Rusya'nın hızlı büyüyen bir metropolü olarak çok farklı yönleriyle keşfedilmeye değerdir.
Yekaterinburg'un Tarihi: İmparatorluk Döneminden Sovyetlere
Yekaterinburg, 1723 yılında Rus Çariçe I. Ekaterina tarafından kuruldu ve şehrin ismi de ondan alınmıştır. Başlangıçta küçük bir kasaba olarak kurulan Yekaterinburg, zaman içinde Rus İmparatorluğu'nun önemli sanayi ve kültürel merkezlerinden birine dönüştü. 18. yüzyılda kurulan metal işleme fabrikaları, şehri Rusya’nın sanayi devrimini yaşayan ilk şehirlerinden biri yaptı.
Tarihi açısından en dikkat çekici olaylardan biri, 1918’de Rusya İmparatoru II. Nikolay ve ailesinin Yekaterinburg’da öldürülmesidir. Bu trajik olay, şehri tarih kitaplarına kazandırmış ve modern Rusya tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olarak kaydedilmiştir. Bugün, bu olayın anısına inşa edilen Kutsal Kan Kilisesi, ziyaretçilerine hem tarihi hem de dini bir anlam taşır.

Kazan
Rusya’nın Kültürel Zenginlikleriyle Dolu Tarihi Başkent
Rusya'nın Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan, sadece bölgesel bir merkez olmanın ötesinde, tarihi, kültürel ve dini çeşitliliğiyle Rusya'nın en ilgi çekici şehirlerinden biridir. Hızla gelişen modern yapıları ve aynı zamanda zengin tarihi mirasıyla Kazan, geleneksel Rus kültürünün ve Tatar geleneklerinin bir arada harmanlandığı bir şehir olarak dikkat çeker. Kazan, hem bir iş merkezi hem de tarihi bir hazine olarak keşfedilmeye değerdir.
Kazan’ın Tarihi: İslam ve Hristiyanlığın Buluşma Noktası
Kazan, 1000 yıl önce kuruldu ve Tatarlar’ın başkenti olarak tarih sahnesine çıktı. Şehir, 1552 yılında Rus İmparatorluğu tarafından fethedilene kadar, Altın Orda Devleti'nin önemli bir parçasıydı. Bu fetih, Kazan’ı Rus kültürünün ve İslam'ın birleşim noktası haline getirdi. Kazan’ın tarihinde, Tatar halkının, Orta Asya’nın etkilerini ve Rus İmparatorluğu’nun gücünü nasıl birleştirdiğini görmek mümkündür.
Kazan'da, hem Rus Ortodoks hem de İslam dini mirası bir arada yaşar. Kazan Kremlini, şehri ziyaret edenlere hem Tatar hem de Rus kültürlerini deneyimleme fırsatı sunar. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu tarihi alan, Kazan’ın geçmişine dair önemli izler taşır. Burada, Süleyman Camii gibi etkileyici İslam yapıları ve Annunciation Katedrali gibi Ortodoks kiliseleri bir arada bulunur, bu da Kazan’ı benzersiz bir kültürel mozaik haline getirir.
.png)
Bizi Takip Edin
Adres
Telefon
Merkez Telefon: +90 (232) 520 39 19
Çalışma Saatleri
Hafta İçi: 08.00 - 18.00
Hafta Sonu: 10.00 - 18.00
Sertifikalarımız
TÜRSAB Belgesi Belge No: A-15564
IATA Sertifikası
ISO 9001
ISO 14001
Kısa Linkler
Kurumsal
Destinasyonlar
Turlar
Hizmetlerimiz
Kariyer
Blog
Hizmetlerimiz
Kongre ve Konferans Organizasyonları
Kurumsal Etkinlikler
Özel Etkinlikler
Dekorasyon ve Tasarım Hizmetleri
Konaklama ve Lojistik Hizmetleri
Teknik ve Lojistik Destek Hizmetleri
Catering ve Servis Hizmetleri